Lenfomaların normal şartlarda teşhisi, bir iğne ile lenf yumrusuna girerek, yani sitoloji ve lenf yumrusu histopatolojisiyle terimi kısaca açıklamak gerekirse lenf yumrusunun tamamının veya bir kısmının alınmasıyla yapılmaktadır. Bu noktaya gelindiğinde, hastanın lenfoma olduğundan artık emin olunur.
Bilmeniz gereken küçük ayrıntı; lenfomanın, farklı davranış gösteren, bu nedenle de farklı tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç duyulan bir hastalık grubunun genel adı olduğudur. Histopatolojik tekniklerle lenfoma teşhisi konmuş hastalara, aslında sadece bu grubun içerisinde olduklarının teşhisi koyulmuştur. Eğer bundan sonraki adımda lenfomanın alt türü belirlenmezse, tedavi protokolünü doğru bir biçimde ortaya koymak imkansızdır. Lenfomaların neredeyse %15’i hiç tedavi edilmemeli veya tekli ajanlarla yönetilmelidir. Bu gruba giren lenfomalar doğru yönetildiklerinde, hastanın sağ kalım süresi 4 yıla kadar uzatılabilmektedir.
Lenfomalı köpeklerde çoklu kemoterapi protokollerine geçmeden önce mutlaka immunohistokimyasal yöntemlerle lenfomalar tiplendirilmelidir. Aksi takdirde, seçilen kemoterapi protokolü hastaların yararından çok zararına neden olacaktır. Bu tip lenfomalar indolent lenfoma olarak adlandırılır. Lenfomalar ne yazık ki her zaman başladıkları tiple seyretmezler. Hastalık sürecinde karakteristik değişimler gösterebilirler. Veteriner hekimin böyle bir lenfoma tespit etmesi halinde, çoklu kemoterapi protokolü seçmek yerine hastanın durumunu izlemesi ve dönem dönem şüphelenmesi durumunda tekrar stage ve grade kontrolü yapması gerekmektedir. Bu klinik prosedürleriyle, lenfomalı hastaları yaşayabilecekleri en uzun süreye ulaştırabilecektir.