METRONOMİK KEMOTERAPİNİN PRENSİPLERİ
“Neredeyse yarım yüzyıldır, kanserin sistemik tedavisinde sitotoksik kemoterapötiklerin kullanımı ön plana çıkmıştır. Bu ilaçların çoğu, hızla bölünen hücreleri inhibe etmek veya öldürmek üzere tasarlanmış DNA’ya ciddi şekilde zarar veren ajanlardır. Genellikle tek dozlar halinde veya kısa tedavi kürleri halinde, hayatı tehdit edici düzeyde toksisiteye neden olmadan mümkün olan en yüksek dozda uygulanırlar. Bu, ” Tolere Edilebilir Maksimum Doz” (MTD) olarak adlandırılır. MTD tedavisi, birbirini takip eden tedavi kürleri arasında uzun süreli molalar (genellikle 2-3 hafta) verilmesini gerektirir. MTD kullanan kanserli hastaların, özellikle de ileri evre veya metastatik hastalığı olanların iyileştirilmesi veya yaşam sürelerinin önemli ölçüde uzatılması konusunda çok az ilerleme kaydedilmiştir. Kemoterapi dozu ne kadar yüksek olursa, kanseri öldürme olasılığımız o kadar artar, ancak sınırlayıcı faktör her zaman artan dozajlarla ortaya çıkan olumsuz yan etkilerdir. Son zamanlarda, kemoterapi uygulamasının nasıl en iyi şekilde yapılabileceğine dair pek çok araştırma yürütülmüştür. Zararlı yan etkilerden kurtulmayı sağlamak için uzun aralıklı ve yüksek dozda toksik kemoterapi kullanmak yerine, artık MTD’den çok daha küçük dozlar kullanarak daha sıkıştırılmış veya hızlandırılmış bir tedavi planı uygulamanın sadece belirli toksisiteleri azaltmak açısından değil, belki de antitümör etkileri iyileştirmek açısından da daha etkili olabileceği görüşü benimsenmektedir.” (Kerbel RS ve Kamen BA, The Anti- Angiogenic Basis of Metronomic Chemotherapy, Nature Reviews Cancer 2004.),
Kemoterapi ilaçlarının çok düşük, toksik olmayan dozlarının bile, uzun süreli olarak sık sık verildiğinde (metronomik kemoterapi), endotel hücrelerini tahrip ederek tümör kan damarı büyümesini (veya anjiyogenezi) geciktirebileceğine dair kayda değer kanıtlar bulunmaktadır. Endotel hücreleri kan damarlarını kaplayan hücrelerdir. Anjiyogenez ya da endotel hücrelerinin düzenli bir şekilde kan damarlarına dönüşmesi, tümörlerin büyümesi ve yayılması için gereklidir.
Bu süreci durdurmanın veya anti-anjiyojenik tedavinin, tümör büyümesini ve metastazı durdurmanın etkili bir yolu olduğu görülmüştür. Yeni oluşan kan damarlarının zarını oluşturan endotel hücreleri, örneğin tümörlerin büyümesini hızlandırmak için oluşturduğu kan damarları, bu tedavi türünün temel hedefidir. Basitçe söylemek gerekirse, tümöre giden kan akışını keserseniz, tümör hayatta kalmak için gerekli oksijen ve besin maddelerinden mahrum kalır. Çizim Stehlin Kanser Araştırmaları Vakfı Eylül 2003 bülteninden alınmıştır.
Veteriner hekimlikte, metronomik veya anti-anjiyojenik tedaviye dair umut vaat eden birkaç çalışma yayınlanmıştır. Elmslie ve arkadaşları [J Vet Intern Med 2008;22(6):1373-9)] tam olarak rezeke edilmemiş yumuşak doku sarkomu olan köpeklerde düşük doz günlük siklofosfamid (cytoxan) ve piroksikam (feldene) kullanımının sadece cerrahi ile tedavi edilen hastalara göre nükse kadar geçen süreyi daha da uzattığını göstermiştir. Buna ek olarak, Lana ve arkadaşları [J Vet Intern Med 2007;21(4):764-9] hemanjiosarkomlu hastalarda metronomik kemoterapinin MTD kemoterapi ile eşit sağkalım süresi sağladığını göstermiştir.
Dr. Robert Kerbel (Toronto, Ontario) anti-anjiyojenik ve metronomik tedavinin önde gelen isimlerinden biridir. Yakın zamanda, tedavinin malignitenin daha erken evrelerinde uygulanması halinde klinik fayda ve etkisinin daha yüksek olabileceğini öne sürmüştür. Bu nedenle, Hayvan Kanseri ve Görüntüleme Merkezi’nde, osteosarkom ve hemanjiosarkom gibi birçok tümör tipi için düşük doz metronomik tedavi ile birlikte standart MTD kemoterapi önermekteyiz. Diğer tümör tipleri için metronomik kemoterapi birincil tedavi yöntemi olabilir veya standart tedavi sona erdikten sonra başlayabilir. Evcil hayvanınızın özel durumu ve kanser dışındaki genel sağlık durumu kullandığımız tedavi programını etkileyebileceğinden, bu tedavinin evcil hayvanınız için en uygun kullanımının ne olduğunu sizinle ayrıntılı olarak görüşeceğiz. Metronomik kemoterapi ile ilgili laboratuvar ve klinik araştırmaların devam ettiği ve son derece umut verici olduğu unutulmamalıdır.
Anti-anjiyojenik tedavi sırasında tümör vaskülatüründeki değişikliklerin şeması.
A. Olgun damarlardan oluşan ve pro-ve anti-anjiyojenik moleküllerin mükemmel dengesi ile korunan normal vaskülatür, anti-anjiyojenik tedavi sırasında değişmeyebilir. B. Büyük ölçüde olgunlaşmamış anormal damarlardan oluşan anormal tümör vaskülatürü. C. Doğru şekilde uygulanan direkt veya indirekt anti-anjiyojenik tedaviler olgunlaşmamış damarları ortadan kaldırarak tümör vaskülatürünün daha normal hale gelmesini sağlayabilir. Bu ağ, terapötiklerin ve besin maddelerinin iletimi için daha elverişli olmalıdır. D. Tümör vaskülatürünün hızla budanması veya pıhtılaşması, vaskülatürü tümör büyümesini destekleyemeyecek şekilde azaltabilir ve tümörün uyku haline geçmesini sağlayabilir. Bu, anti-anjiyojenik/anti-vasküler tedavinin nihai hedefidir. Nature Medicine 7, 987-989 (2001).
TEDAVİ NASIL UYGULANIR?
Metronomik kemoterapiye başlamadan önce, evcil hayvanınızın kanserini ve genel sağlığını değerlendirmek için bazı temel bilgilere ihtiyaç vardır. Eğer varsa, mevcut tümörlerin ölçümleri tedaviye alınacak yanıtı belirlemek için şarttır. Bu, vücudun dışında belirgin bir tümörün fiziksel olarak ölçülmesi veya iç tümörlerin radyografileri veya ultrasonu olabilir. Tedaviye başlamadan önce bir CBC, kimya analizi ve idrar tahlili gereklidir. Test sonuçları kabul edilebilirse ilaçlar verilir. Kemoterapiye başlarken size sunulan kullanım ve uygulama talimatlarına uymanız son derece mühimdir.
HANGİ İLAÇLAR KULLANILIYOR VE TEDAVİNİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?
Metronomik protokolümüz genellikle günlük oral Cytoxan® (siklofosfamid) VEYA Leukeran® (klorambusil) ve Feldene®’den (piroksikam) meydana gelmektedir. Son zamanlarda, çeşitli tümörler için metronomik ortamda tirozin kinaz inhibitörü (Palladia® veya toceranib) de kullanılmaktadır.
Feldene® gastrointestinal rahatsızlığa neden olabilen non-steroid anti-inflamatuar bir ilaçtır (NSAİİ). Bu nedenle, gastrointestinal rahatsızlığı ve potansiyel gastrointestinal ülserasyonu önlemek için Pepcid® (famotidin) veya benzer bir ilaç kullanılmasını da tavsiye ediyoruz. Metronomik kemoterapide standartkemoterapi dozlarının onda birine yakın dozlar kullanılmasına rağmen, minimal de olsa yan etkiler ortaya çıkabilir. Gastrointestinal rahatsızlık ve miyelosupresyon (beyaz kan hücresi sayısının düşmesi) nadirdir. Metronomik siklofosfamid ile hastalar idrarda kan görülmesi veya idrar yolu semptomları bakımından takip edilmelidir çünkü çok nadir de olsa steril hemorajik sistit görülebilir. Bu tür tedavinin yan etkileri ihmal edilebilir düzeyde olsa da aylık CBC’ler (tam kan sayımı), serum kimya panelleri ve idrar analizleri yapılması tavsiye edilmektedir. Böbrek fonksiyonlarını ve idrarda kan olup olmadığını dikkatle gözlemliyoruz, çünkü bu etkiler bu ilaçların daha yüksek dozlarda görülen yan etkileri olabilir, ancak yine de metronomik dozlama uygulandığında da ortaya çıkabilir.
Doktorlarımız, evcil hayvanınızın ilgili kanser türü için kullanılacak en etkili metronomik kemoterapi protokolü için size tavsiyelerde bulunacak ve en faydalı takip planı konusunda sizi bilgilendirecektir.
Her zaman olduğu gibi, evcil hayvanınızın bu ilaçlara başladıktan sonra sergileyebileceği semptomlarla ilgili herhangi bir endişeniz olursa, lütfen ofisimizle iletişime geçiniz.