Sümeyye TOYGA(1), Evrim EGEDEN(2), Özlem CALP(2), Burcu DURSUN(3), Aydın GÜREL(3)
(1)İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Veteriner Fakültesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Patoloji Anabilim Dalı, Büyükçekmece, 34500, İstanbul, Türkiye
(2)Ada Veteriner Polikliniği, Beşiktaş, 34330 İstanbul, Türkiye
(3)Vetlab Veteriner Tahlil Laboratuvarı, Kadıköy, 34710, İstanbul, Türkiye
E-Mail: toygasumeyye@gmail.com
GİRİŞ
Ameloblastik fibroma, dental papillaya benzeyen hücresel ektomezenkimal dokuya gömülü prolifere odontojenik epitelden oluşan odontojenik bir neoplazmdır[1]. Ameloblastomlar genellikle yavaş büyür. Lokal veya infiltratif olabilirler. İnfiltratif neoplazmalar ise periferik osteoliz ve cerrahi rezeksiyondan sonra olası nüks ile sonuçlanırlar. İnfiltratif büyüme, nüksü önlemek için gerekli olan yaklaşımdan daha agresif bir cerrahi yaklaşımı gerektirir. Ameloblastomlu kediler, cins veya cinsiyet predispozisyonu olmaksızın yetişkin ve yaşlı kedilerde görülmektedir[2]. Evcil hayvanlarda odontojenik tümörler nadir görülmekle birlikte kedilerde odontojenik ameloblastik fibroma sadece birkaç vakada bildirilmiştir. Bu sunum ile, 6 aylık genç bir kedide görülen ameloblastik fibroma olgusunun veteriner onkolojisi ve veteriner patolojisi bilimlerine katkıda bulunması hedeflenmiştir.
MATERYAL METOT
Olguyu ağız içi kısa sürede büyüyen kitleye sahip 6 aylık, dişi Scottish Fold ırkı bir kedi oluşturmaktadır. Klinik ve radyolojik muayenede sol mandibula kemiğine invaze olan, gingiva yüzeyinde ülseratif ve kanamalı kitle izlendi (FİGÜR 1).
Kitlenin hiperplazik yapısından dolayı malokluzyona sebep olduğu buna bağlı ağrı ve mekanik hasardan kaynaklı doğrudan iştahsızlığa sebep olduğu tespit edildi. Olgunun klinik kontrollerinde operasyon öncesi yaklaşık 2 haftalık takip süresi içerisinde kitle boyutunun daha da artması izlendi (FİGÜR 2).
Preoperatif antibiyogram ve kitleden sitolojik inceleme yapıldı. Genel anestezi altında cerrahi sınır içerisinde kitle ve mandibula kemiği uzaklaştırıldı.
Histopatoloji için alınan kitle örneği %10 `luk formalin solüsyonunda 24 saat tespit edildi.
Kemik içeren doku örnekleri ayrıca dekalsifikasyon işlemlerine tabii tutuldu. Ardından doku örneği rutin doku takip işlemlerinden geçirilerek parafin bloklara gömüldü.
Parafin bloklardan 3-4 μm kalınlığında kesitler alınarak Hematoksilen-Eozin ile boyandı.
HİSTOPATOLOJİK BULGULAR
Makroskobik muayenede 4x2x2 cm boyutlarında diş ve mandibuladan rezeke edilmiş 2,5x2x1,6 cm boyutlarında mukoza yüzeyi ülsere kitle izlenmektedir
(FİGÜR 3).
Mikroskobik muayenede incelenen kesitlerde gingivada yüzeysel ülserasyon ve mukozanın bazal epitel hücrelerini submukozaya doğru adalar şeklinde veya kordonlar gibi uzantılar meydana getirdiği görüldü.
Submukoza içinde yoğun yayılımlı ve aktif görünümde, olgun fibröz mezodermal doku içinde değişik odaklar halinde bazıları birbiriyle birleşen adalar veya kordonlar şeklinde adentojenik epitel kökenli, yassı ve kübik epitelden oluşan birikimler görüldü.
Kesitlerin bazı alanlarında fibröz bağ doku içinde sement benzeri odaksal yapılarda görüldü (FİGÜR 4, 5, 6, 7 ve 8).
İncelenen dokularda ülsere durumda Odontojenik-Ameloblastik Fibroma ile uyumlu histopatoloji saptandı.
TEDAVİ
Olgunun klinik muayenesinde lezyonun hızlı büyümesi ve infiltratif olması sebebiyle preoperatif olarak geniş ve derin marj olacak şekilde cerrahi bir operasyon planlaması yapıldı (FİGÜR 9).
Genel durumun ve hematolojik bulguların anestezi protokolüne uygun olmasıyla genel anestezi (propofol ile indüksiyon, izofluran ile idame) altında kitle uzaklaştırıldı (FİGÜR 10).
Postoperatif süreçte nasogastrik sonda ile kontrollü kalori alımı sağlanıp, medikal tedavi ve operasyon bölgesi yara bakımı yapılan olgumuz herhangi bir komplikasyon oluşmadan iyileşmesi sonucunda taburcu edildi.
SONUÇ
Kedilerde oral tümörler genellikle malign seyirli karakterlidir. Bu nedenle oral lezyonların ivedilikle ve geniş marjlı cerrahi yaklaşım ile uzaklaştırılmaları hem nüks açısından hem de metastaz riskinden korumanın en iyi yoludur.
Bu prensip ile değerlendirilen olgunun histopatolojik teşhisi sonrasında yapılan literatür araştırmalarında kedilerde odontojenik kaynaklı ameloblastoma vakalarının nadir teşhis olan benign karakterli bir neoplazi olduğu, ancak invaziv seyrettiği durumlarda hayat kalitesinde ciddi sorunlara sebep olduğu tespit edildi. Genel olarak iyi huylu kabul edilen bu neoplazinin invaziv olduğu durumlarda olumlu bir prognoz için agesif cerrahi ile uzaklaştırmak tavsiye edilmektedir. Klinik olarak bir diğer önemli nokta makroskobik olarak, özellikle gingivada ülseratif izlendiği zaman oral skuamöz hücre karsinomlari ile karıştırılmaktadır, histopatolojik inceleme ayırıcı tanıya gitmede bu yüzden oldukça önem taşır. Klinik kontrolleri belli periyotlarda sağlanan olgunun tedavi sonrası ilk 6 aylık takipte herhangi bir nüks saptanmadı. Kedilerde çok nadir görülen odontojenik ameloblastik fibroma teşhisli 6 aylık yaşlı olgumuzun literatürde sınırlı veri bulunması amacıyla sunulması uygun bulunup, veteriner onkolojisi ve veteriner patolojisi bilimlerine katkıda bulunması hedeflenmiştir.
REFERANS
[1] Gardner DG, Dubielzig RR. Feline inductive odontogenic tumor (inductive fibroameloblastoma) – a tumor unique to cats. J Oral Pathol Med 1995; 24: 185-90 [2] Munday JS, Löhr CV, Kiupel M. Tumors of the Alimentary Tranct. In: Meuten D, ed. Tumours in Domestic Animals. Ames, IA: John Wiley; 2017: 530-541